Gina
Gina'ya yazmıyorum aylardır
Eski günlerin hatrına demişti Rafael
Hiç olmazsa eski günlerin
Kaç kalem eskitti bu dil, kim bilir?
Tüketti mürekkep duygusal hokkamı
Yazamadım
Kafaları çekip Franco'nun barında
Şiirden, sanattan laflardık,
Music box'ta Eagles, sonra Ajda
Yakıp geçmemişti henüz
Genç kızdı iri gözlü Gina
Yıllar sonra o büyüdü
Ben küçülmeye başladım
Saçlarımda, yüzümde
Zaman değil, cesaretim olmadı söylemeye
Kaç kez kaldık başbaşa, ama anlamalıydı
Anlamalıydı her kaçırdığımda
Kalçalarına endeksli gözlerimdeki utancı
Şimdi pişman mıyım? Bilmem
Evlendiği gün, ağlamıştım gizlice
Mutsuz olur diye
Teselliydi alın çizgilerim
Roma sokaklarından yalpalaya yalpalaya
Yürüdüm Vatikan'a zom
Katedral duvarlarını dönüştürmek için ağlamaya
Bir el dokundu omzuma dostça,
Gam çekiyordu hıçkırıkları Rafael'in
Döndüm başladığım yere
Queens'deki kümese
Yarım kalan romanımda
Yüzüme bakmadı aksiliğimden
Kırıp attım daktilomu çöpe
Aylar sonra,
Yağmurlu bir gece çalındı kapım,
Yoğun bakımda, kocası dövmüş dedi Albert
Zaman benim, ben it'in peşinde
Olgunlaştı öfke dolu dizeler kaderimde
Ve, pis bir pansiyonda buldum
Gözümü kırpmadım alnından vurdum
O nedenle yazmıyorum Gina
Zaman uzun, parmaklıklar ardında...
[...] Read more
poem by Muzaffer Akin
Added by Poetry Lover
Comment! | Vote! | Copy!